Ülkemizin geleceğini karartmaya çalışan, askerlerimizi acımasızca şehit eden, analarımızı ağlatan, halkımızın içini yakan terörü şiddetle ve nefretle kınayarak yazıma başlamak istiyorum.. Şimdiye kadar izlenen yanlış politikaların sonucu olarak devam eden bu terörün artık son bulmasını istiyorum. “Ne istedilerse verdik” diyen anlayışların ve tavizlerin sonucu olarak annelerin, babaların, gelinlerin ve çocukların yüreğine acılar düşmeye devam ediyor. Sincan, Etimesgut, Güdül, Ankara şehitlerine ağlıyor haberleri hemen yanı başımızda olduğu için dikkatimizi çekiyor. Teröre her gün lanet okurken, teröristlere de lanet kusuyoruz. Artık Ulusça televizyonları ve gazeteleri açmaya çekinir olduk. İnternetten haberleri okurken şehit haberlerini artık duymak istemiyoruz. Bu yüzden gazetemizde şehitlerimizle ilgili, Sincan-Etimesgut ve Ankara’da, Bala’da teröre kurban verdiğimiz şehitlerimizin haberleriyle ilgili gazetemizde herhangi bir habere daha yer vermedik. Vermek istemiyoruz. Bundan sonra da yer vermeyeceğiz.
Daha dün yüreğimiz kan ağlarken, ertesi gün bir başka şehit haberiyle sarsılmaktan yorulduk ve usandık. Hep şehit acılarıyla yaşar olduk. Bizler barış ve kardeşlikle yaşamak için her yolu ısrarla denedikçe, silaha sarılmaktan başka bir hedefi olmayan hain PKK, yine gencecik askerlerimizi, polislerimizi pusu kurarak şehit etmekten başka bir şey yapmıyor, askerlerimizi ve polislerimizi şehit etmeye devam ediyorlar. Şırnak-Silopi'de PKK terör örgütünün mayınlı saldırısında şehit düşen dört polisimize ve daha nice şahitlerimize Allah’tan rahmet, kederli ailelerine, yakınlarına, vatanımıza başsağlığı ve sabırlar diliyorum. Ulusumuzun başı sağ olsun. İsyanımız ve öfkemiz, annelerimizin haklı feryadında derinleşiyor… Sabrımız her geçen gün daha çok zorlanıyor. Gerçek ve kalıcı barışı, tüm vatandaşlarımızın güvenliğiyle birlikte eksiksiz biçimde sağlayacak bir siyasi iradeye ihtiyaç duyulduğu her geçen gün daha çok ortaya çıkıyor. Ülkemizin güvenliği, güzel ve barış dolu günler görmesi için mücadele verdiğimiz gençlerimiz bir hiç uğruna şehit düşürülmekte, emperyalist ülkelerin ve belirli odakların hırsları için ülkemiz çıkmaza sokulmaktadır. Ulusumuzu derinden hüzne boğan yanlış adımlar yüzünden gencecik askerlerimizin, polislerimizin ve güvenlik güçlerimizin aramızdan ayrılmasını asla kabul edemiyorum. Acımasız teröre kurban verdiğimiz aziz şehitlerimizi tekrar saygı ve rahmetle anıyor, bu hain saldırıyı gerçekleştiren terör örgütü PKK’yı bir kez daha şiddet ve nefretle kınıyor, siyasi iktidarın mazeret üretmeden teröre çözüm bulmasını diliyorum.
ARTIK YETER! BİRİLERİ DUR DESİN! derken, özellikle siyasilere büyük sorumluluk düşüyor. Çözüm Süreci veya adını ne koyarsanız koyun, siyasiler şehitler üzerinden siyaset yapmamalıdır. Herkes sorumluluğu bilmeli, şu kaos ortamında seçilme, seçilememe, başkanlık gibi derdinin üstünde durmamalıdır. Evet, Türkiye çok büyük ve çok güçlü bir ülke. Ama dün vatan toprağını için Çanakkale’de, İzmir’de, Kars’ta, Erzurum’da, Polatlı’da canlarını veren şehitlerimizin ruhlarını lütfen sızlatmayalım. Bugünkü terör örgütünün (arkasında kimlerin olduğunu hepimiz biliyoruz) isteklerine boyun eğmeden, bunu yaparken siyaset yapmayı düşünmeden gücümüzü tüm dünyaya gösterelim. Öte yandan Etimesgut Belediyesi’ni de kutlamak istiyorum. Böylesi bir ortamda Anadolu Günleri Festivali’ni iptal ettiklerinden dolayı... |