Geçmiş dönemlerde gördüğümüz Belediye Meclis Üyelerinin partilerinden istifa haberlerini, bu dönemde de görmeye başladık. Bunlara alıştık, artık kanıksamıyoruz, istifalar siyasi partiler üzerinde çok fazla etki yapmıyor diyebiliyoruz. Önemli olan istifa gerekçeleri, Belediye Meclis üyelerinin seçildikleri partiden istifa ederek neden bağımsız oldukları ve eğer başka bir siyasi partiye geçtilerse neden geçtikleri.. Bunun üzerinde durulmalı..
Polatlı Belediye Meclis Üyelerinden AK Parti’li Cemal Özalp, Belediye Meclis Toplantısında parti grup kararına aleyhine oy kullanarak mevcut MHP’li Belediye Başkanına destek verdiği gerekçesiyle partisinden geçici olarak ihraç edilmişti. İhraç kararının ardından Özalp partisinden istifa ettiğini açıklayarak “gördüğüm lüzum üzerine” ibaresini kullandı. Öte yandan Etimesgut’ta aynı kaderi paylaşan 2 AK Parti’li meclis üyesi daha bulunuyordu. İlçede Etipark İş ve Ticaret Merkezi’nin ANKA Teknoloji Üniversitesi’ne bedeli karşılığında satılmasıyla ilgili meclis toplantısında Polatlı örneğinde olduğu gibi parti grup kararına uymayarak EVET oyu kullandıkları gerekçesiyle partilerinden 1’er yıl süreyle ihraç edilmişlerdi.
Etimesgut’ta 2 meclis üyesi hakkında verilen 1 yıl süreyle ihraç kararı, kamuoyunda şok etkisi yaratırken Belediye Meclis Üyelerinin de “biz kararırımızın sonuna kadar arkasındayız, vicdanımızın sesini dinleyerek bu kararı verdik” yönündeki savunmalarına rağmen morallerinin de bozulduğunu bizzat görmüş ve yaşamış olduk.
Esasen, Etimesgut kamuoyunu bu derece yakından ilgilendiren böylesi önemli bir konuda AK Parti İl Teşkilatı’ın grup kararı alması son derece yanlış. O günlerde 18 Belediye Meclis Üyesi bulunan AK Parti’de, seçilen bu meclis üyeleri; listeye yazılırken meziyetlerine göre, özelliklerine göre yazılıyor. Her meclis üyesinin kendine göre eğitimi, kültürü, Etimesgut bilgisi bulunuyor. İl Teşkilatı’nın almış olduğu bu siyasi karar, meclis üyelerini de bir anlamda etkisizleştiriyor, ikinci plana atıyor. Seçilen bu meclis üyeleri, meclis toplantılarında alınan kararları oylarken kendi akıllarıyla hareket edebilecek seviyede olmadıklarını mı düşünüyor tepedekiler? Yoksa parti politikaları, siyaset halkın kazanımlarının önünde mi geliyor? İşte bu sorulara cevap bulunabildiği takdirde bu ve buna benzer ihraç olaylarının, istifaların yaşanmayacağını düşünüyorum.
Neyse gelelim konumuza; Polatlı ve Etimesgut’ta ihraç kararlarının ardından yaşanan istifalar siyasi dengeleri hangi yönde bozacak bunu zaman gösterecek. Amu şunu iddia edebilirim ki, Etimesgut’ta Mesut Şahingöz’ün AK Parti’den istifa etmesi sıradan bir olay değil. Şahingöz, ülkücü-milliyetçi olarak bilinen bir isim. 2000’li yıllarda MHP’li Belediyede Başkan Yardımcılığı yapmış bir isim. 2003 yılında AK Parti’ye geçerken o günlerde nasıl bir etki yarattıysa, bugün istifası da aynı etkiyi yaratmıştır. 2004 seçimlerinde AK Parti’den Belediye Başkan Aday Adayı olmuş, daha sonra Büyükşehir Belediye Meclis Üyeliğine seçilmiş, halen Etimesgut Belediye Meclis Üyesi olarak görev yapan Şahingöz, Ankara İl Başkan Yardımcılığı görevinde de bulunmuş bir partiliydi.
Şahingöz, istifasıyla ilgili ilk açıklamasında “Gördüğüm lüzum üzerine” derken, aslında kendisini istifa etmeye zorlayan birçok nedenin olduğunu ve bunu ileriki günlerde bizlerle, kamuoyu ile paylaşacağına inanıyorum. Şahingöz istifa ederken, şu an AK Parti’de görev yapan bazı meclis üyelerini, İl Başkanı’nı ve yönetimini suçlayacağını biliyorum. Açıklamalarını sabırsızlıkla bekliyoruz. Hepimiz; seçilmiş Belediye Meclis Üyeleri’nin görevlerini hakkıyla yapmalarını bekliyoruz. Meclis Toplantılarında sadece ellerini havaya kaldırarak veya kaldırmayarak görüşlerini açıklamalarını değil, konuşarak, yol göstererek, ikna ederek kararlar almalarını bekliyoruz. Seçimlerde meclis üyeliği sıralamasına girmek için kırk takla atan meclis üyelerinin seçildikten sonra bu taklalarına son vermelerini diliyoruz.
|