AK Parti, 25. Dönem Milletvekili adaylarını belirlemek için sözüm ona yurt genelinde birçok ilde temayül yoklaması yapıyor. Milletvekili aday adayları arasından, teşkilatlarına ‘KİMİ MİLLETVEKİLİ OLARAK GÖRMEK İSTİYORSUN?’ diye soruyor. 2011 yılı Genel Seçimleri öncesinde de bunu yapmıştı.

Geçtiğimiz hafta sonu da Ankara’da birinci ve ikinci bölgeden milletvekili aday adaylarını böyle bir yarışın içerisine soktu, parti delegasyonuna, gençlik ve kadın kollarına sordu. Yaklaşık 3 bin 600 kişi, önlerine konulan toplam 568 aday adayı için oy kullandı.

Birinci bölgeden 18 kişi, ikinci bölgeden ise 14 kişi oy pusulalarında işaretlendi. Bundan sonrası ise belli değil.

Ankara İl Başkanı Mustafa Nedim Yamalı, yaptığı basın açıklamasında temayül sonuçlarının açıklanmayacağını ve Genel Merkez tarafından listeler belirlenirken dikkate alınacağını söyledi. Bu da demek oluyor ki; temayülün bir anlamı ve önemi yok. Demokratik hiç değil. Tek olumlu yanı ise oy kullanan 3 bin 600 partili delegasyonun yaşadığı coşku ve heyecan.

Zaten 2011 temayülünde bunlar oy kullanmamış ve teşkilatların yapısı tamamen değişmişti. Yenilenen teşkilatlar, yenilenen delegasyon için coşku ve heyecanın hiç durmaması, sürekli yaşanması için bu tür temayül yoklamaları Genel Merkez tarafından tekrarlanıyor. Tekrarlanması da istenen bir yöntem.

***

Temayülün sadece adının olduğu böyle bir yoklama sistemi zannediyorum sadece AK Parti’de mevcut. Zaten Nisan ayında milletvekili aday listeleri açıklandığı zaman herkes görecek ki; temayül boşu boşuna yapılmış. 2011 yılında da öyle olmadı mı?

Hatırlayacak olursanız temayülden; Ankara 1. Bölgede Av. Alaattin Varol o zaman birinci sırada çıkmıştı. Sayın Varol’un, mantıklı olarak düşünecek olursak ilk sıradan milletvekili aday listesine yazılması gerekirdi. Ama kaçıncı sırada yazıldı biliyor musunuz? Hatırlayanınız var mı?

10.ncu sıradan aday gösterildi.

İşadamı Faik Güngör temayülden ikinci sırada çıkmasına rağmen 14. Sırada aday, Rıza Gezer temayülden üçüncü çıkmasına rağmen 13. Sıradan, Ercan Kınacı temayülden dördüncü çıkmasına rağmen 9. Sıradan milletvekili adayı oldular. Temayülden altıncı sırada çıkan Yalçın Akdoğun ise bugün hem milletvekili hem de Genel Başkan Yardımcısı.

Bunları size niye hatırlatıyorum, 1 Mart Pazar günü yapılan temayül sonuçlarının ciddi anlamda bir öneminin olmadığını vurgulamak için. 2015 seçimlerinde de tablo, 2011’den farklı olmayacak.

***

Bir önceki yazımda da belirttiğim gibi, yine tabanın veya bir başka deyişle halkın istediği adaylar itici güç olarak kullanılacak. Yine Genel Merkez’in ağababaları istedikleri isimleri listenin en tepesine yazacaklar. Yine Sincan’ın, Etimesgut’un, Mamak’ın, Yenimahalle’nin, Çankaya’nın, Keçiören’in, Beypazarı veya Şereflikoçhisar’ın istediği isimler TBMM’ne gidemeyecekler.

7 Haziran’da sandık başına gidecek olan seçmen ise, Genel Merkez’in seçtiği adaylar için oylarını kullanacak.

Nerede kaldı demokrasi? Nerede kaldı temayül ve sonuçları?

Bunu yukarıdakilerin bizlere anlatması gerekir.

***

AK Parti’nin yapmış olduğu temayül yoklamasının bir benzerini ise Ankara’da CHP yapmaya hazırlanıyor. HAKİM GÖZETİMİNDE ÖN SEÇİM. Evet, hakim gözetiminde bir yarış, adayları belirleyebilmek için yapılacak bir ön seçim. Ön seçim için başkentte kaç aday adayı girmeye hazırlanıyor henüz resmi bir açıklama yapılmadı ama en azından AK Parti’nin sisteminden daha demokratik bir sistem olduğu tartışılmaz.

CHP açısından asıl tartışılacak konu ise, ön seçim sonrası uygulanacak olan fermuar sistemi. Yani 1,3,5,7 gibi tek sayılı sıralar Genel Merkez kontenjanından listeye konulacak. 2,4,6,8 gibi çift sayılı sıralar ise ön seçimden çıkacak adayların yerleştirileceği sıralar olacak.

Burada da Genel Merkez’in etkisinin olduğunu, yine parti yönetiminin istediği isimleri yazabileceği bir sistem olduğunu ifade edebiliriz.

Adı üzerinde Milletvekili Seçimleri ama yarın açıklanacak listelere baktığımız zaman Genel Merkezlerin istediği şekilde milletvekili değil Genel Merkez Vekili seçimleri..

Milletin vekili mi? Genel Merkezlerin vekili mi?

Karar sizin.