Merhaba. Farklı bir konuyu sizlerle paylaşmak istiyorum… Sit alanları, Ülkemizin önemli bir bölümünü ilgilendirmekte. Bilindiği gibi, sit alanı Jeolojik devirlerle, tarih öncesi ve tarihi devirlere ait olup, ender bulunmaları veya özellikleri ve güzellikleri bakımından korunması gerekli yer üstünde, yer altında veya su altında bulunan korunması gerekli alanlardır. Arkeolojik sitler, tarihi sitler, kentsel sitler ve doğal sitler önemli başlıklardır. Sit alanlarının ayrıca dereceleri vardır. Sit alanları ile ilgili çeşitli kurullar vardır. Bu kurulların birbiriyle irtibatlarında, bürokratik engeller ortaya çıkmaktadır.
Bazı yerlerde öyle sit alanları görürüz ki, özellikleri konusunda açıklayıcı bir cevap alamayız. Anladığım kadarıyla bir yeri sit alanı ilan etmek çok kolay, sit alanını kaldırmak ise çok büyük zorluklar gerektirir. Yanlış yapılan bu uygulamalar, şehirlerin gelişmesini önlemekte, hak kayıplarına sebep olmaktadır. Bazı Sit alanlarında yapılaşma hususunda izin almak, bir hayli sıkıntılıdır. Sit alanlarının belirlenmesinde ve derece tespitinde yanlışlar olduğu bilinmektedir.
Sit alanlarının bütünü Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın kontrolünde iken, doğal sit alanları bundan böyle Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na devredilmiştir. Bazı yerlerin özelliğini kaybettiği, bazı yerlerin sit alanı olması gerektiği konusunda yetkililerin açıklamaları bulunmakta. Sit alanları ile ilgili olarak, vatandaşların şikâyetleri dinlenmeli ve ortak bir çözüme varılmalıdır. Sit alanlarının aslına uygun bakım ve onarımları zamanında yapılmalıdır. Tarihimize sahip çıkmamız, vatandaş olarak bizim de görevimizdir. |