Ankara'nın Yarım Asırlık Son Sıcak Demir Ustası
74 yaşındaki sıcak demir ustası Cem Turhan Eskitoros, geride bıraktığı 50 yıla rağmen mesleğini halen ilk günkü heyecanla sürdürüyor.
Sıcak Demir Ustası Cem Turhan Eskitoros, Ankara şehir merkezi Anafartalar Mahallesi'ndeki 60 metrekarelik iki göz atölyesinde günümüzde artık unutulmaya yüz tutmuş meslekler arasında yer alan sıcak demircilik mesleğini yaşatmaya çalışıyor.
Sıcak demirciliğin zor ve zahmetli bir iş olduğunu, işi gereği 800-bin 200 derece sıcaklığa ulaşan ocak başında çalıştığını ifade eden 74 yaşındaki sıcak demir ustası Eskitoros, eskisi kadar rağbet olmasa da mesleğini severek ve keyif alarak ilk günkü heyecanla ve tutkuyla sürdürdüğünü, sağlığı el verdiği müddetçe de sürdürmek istediğini söyledi.
Ankara'nın yerlisi ve 2 çocuk bir torun sahibi olduğunu belirten Eskitoros, "1949 Ankara Kayaş doğumluyum. 1963'de sanat okulunu bitirince Yeni Sanayi'de ilk olarak kaportacı çırağı olarak başladım. Askerden dönüşte bir iki yıl daha kaportacılık yaptıktan sonra 1973 yılında sıcak demir üzerine kendi atölyemi açtığım Anafartalar mahallesinde aynı adreste Güleryüz Sıcak Demir Atölyesi olarak faaliyet göstermeye devam ediyorum. O günden bugüne 50 yıldır sıcak demircilik üzerine çalışıyorum. Ankara Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği (ANKESOB) Sicilinin çok eski kayıtlı bir üyesiyim. Aynı zamanda 20 yıldır yönetiminde olduğum meslek kuruluşumuz Ankara Demirciler Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkan Vekilliği görevini de yürütmekteyim." dedi.
DEMİRE SICAK DÖVME USULÜ ŞEKİL VERİYOR
Demircilik mesleğinde çekiç, örs, mengene ve şahmerdan (hava çekici), makas, çeşitli kıskaçlar, baskı takımları, ocak gibi belli başlı araç ve gereçleri kullanarak, demire şekil vermenin ciddi el işçiliği, insan gücü gerektiren oldukça emek ve sabır isteyen, bedenen yorucu, zor ve zahmetli bir iş olduğunu anlatan Eskitoros, "Demircilik, Türkler için oldukça kadim bir meslektir. Sıcak demircilik mesleği demirin ısıtılarak araç ve gereçler vasıtasıyla dövülmesiyle şekil verilerek işlenen; çok çeşitli özelliklere sahip araç gereç üretiminin yapıldığı el becerisi ve ustalığa dayalı bir zanaatkârlıktır. Benim yaptığım iş; ocakta sıcak dövme usulü demircilik, geleneksel koşullarda yapılan ağır bir meslektir. Demirden birçok araç ve gereç yaparım. Demirin de çeşitleri var. Balta mı, kazma mı ne yapacaksam ona göre o yapıda demir olmalı. Demiri ocağa sokar, tava geldi mi döver, baskılarla şeklini veririm. Tabii burada demire su vermek, demir dövmek ve şekil vermek noktasında ustalığım devreye giriyor. Ocakta kömürün yapısı çok önemli. Normal kömür, ocağı ısıtmaz. Bizim kömürümüzün kalorisi yüksek olup, çok özeldir. İşin yapısına göre tam randımanlı yandı mı 800-1200 derece arasında ısı verir. Kömürümüzü Odamız aracılığıyla Ereğli Armutçuk'tan temin ediyoruz." ifadelerini kullandı.
DEMİR, İNŞAAT VE TARIM, KESİCİ EV ALETLERİNE DÖNÜŞÜYOR
Demirden her türlü inşaat ve bahçe-tarım aleti ve kesici aletler yapabildiğini ifade eden Eskitoros, "Atölyemde hepsi el emeğine dayalı, çok sağlam inşaat malzemeleri; kazma, kürek, keser, keski, balyoz, nacak, balta, taş ustaları için taş kırma çekici; madırga, murç, ağaç kesme aracı; tahra, bahçe ve tarlalar için çapa, orak, kuyu burgusu (su çıkartmak için) ve mutfaklar için satır, özel bıçaklar yapıyorum. Kanalizasyoncular ve tünelciler için de hafif, kullanışlı özel küçük kazma yapıyorum." diye ekledi.
ÇIRAK KALFA YETİŞMİYOR, USTA BULUNMUYOR
"Günümüzde artık ne çırak geliyor, ne de usta bulunuyor" diyen Eskitoros, şöyle devam etti: "Sıcak demirciliğin artık kaybolmaya yüz tutmuş meslekler arasında yer aldığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Geçmişte çok çırak ve kalfa olurdu. Çok usta yetiştirdim ama hep dağıldılar. Bu zanaata yıllarını veren ustalar zamanla geleneksel tezgahlarını, dükkanlarını kapattılar, başka mesleklere yöneldiler, kimisi ise artık hayatta değil. Şimdi ise eski yıllarda olduğu gibi mesleği öğrenmek için çırak gelmiyor, kalfa yetişmiyor, usta da bulunmuyor. Tek başıma çalıştığım için işi yetiştirmekte zorlandığım oluyor, bazen de malzeme almak için dükkanı kapatmak zorunda kalıyorum. İşçilik olarak bir tek ben varım taşra ilçelerini saymazsak Ankara kent merkezinde. Makineleşmenin gelişmesi ve fabrikasyon ürünlerin yaygınlaşmasıyla her geçen gün cazibesini yitiren ve artık çırak ve kalfası yetişmeyen ustası da kalmayan el emeğine dayalı sıcak demir dövme zanaatı, Ankara'da benimle birlikte bitecek, yok olacak gibi gözüküyor. Sağlığım el verdiği müddetçe ben devam edeceğim. Zaten, bırakırsam ölürüm. Benden sonra sıcak demir ustası olarak Ankara kent merkezinde kimse kalmayacak."