Baki Çelen: İnşaat Müteahhitleri Can Çekişiyor
Etimesgut İnşaat Müteahhitleri Derneği Başkanı Baki Çelen, gazetemize yaptığı açıklamada inşaat sektörünün ve inşaat müteahhitlerinin can çekiştiğini, sektörün çıkmaza girdiğini belirterek sorunları ve çözüm önerilerini anlattı.
Özel
Yayın: 25 Ağustos 2023 - Cuma - Güncelleme: 25.08.2023 13:31:00
Editör -
İbrahim Keskin
Okuma Süresi: 10 dk.
1697 okunma
Etimesgut İnşaat Müteahhitleri Derneği Başkanı Baki Çelen, yaptığı yazılı açıklamada sektörün zor günler geçirdiğini ve inşaat müteahhitlerinin artan fiyatlar, azalan işgücü karşısına ezildiğini belirtti. Baki Çelen, konuyla ilgili olarak yaptığı açıklamada “Ülkemizde son zamanlarda yaşanan satılık ve kiralık konut yetersizliğinden kaynaklanan olumsuzluklar, inşaat sektörünün de küçük ve orta ölçekli İnşaat Müteahhitlik mesleğinin de önemini bir kez daha ortaya koymuştur. Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de yaşanan enflasyon ne yazık ki konut fiyatlarını olumsuz etkilemektedir. Ancak fiyatlardaki artış sadece malzeme fiyatından değil başkaca etkenlerden kaynaklanmaktadır.
Toplumun temeli olan aile; birlikte yaşayacağı, barınacağı, hayatını devam ettireceği, yılların birikimini kullanarak belki de üzerine borçlanarak bir konut sahibi olmak veya kiralamak istemesi her vatandaşın en doğal hakkıdır. Konut ve kira fiyatlarındaki aşırı yükselme, toplum düzenini, işleyişini, ticari ahlakını ve insan ilişkilerini de bozmaktadır.
Ülkemizde konut yapımını; ihtiyacı karşılayacak şekilde sürdürülebilir hale getirmelidir. Bunu yaparken sağlam ve uzun ömürlü, depreme dayanıklı şekilde üretimi sağlamak için inşaat sektöründeki mevcut uygulama, yasal mevzuat ve prosedürlerin gözden geçirilmesi gerekmektedir.” dedi.
Baki Çelen, bununla ilgili dernek olarak yaptıkları çalışmaları ve önemli olarak düşündükleri konulara değinirken çözüm önerilerini şu başlıklar altında topladı:
ÇÖZÜM ÖNERİLERİ:
İŞÇİLİK FİYATLARI: Bu yazılı hazırlamış olduğumuz tarihte kalıp ve demir ustalarının günlük yevmiyesi 1..200-1.500 (yeme-içme-yol masrafları hariç) aralığına kadar yükselmiş olmasına rağmen alttan eleman yetişmemesi ve yurt dışına inşaat işçisi gitmesi sebebiyle işçi bulmak günden güne zorlaşmakta ve fiyatlarda yükselmektedir. Bu sebeple alttan eleman yetişmesi teşvik edilmeli, meslek liselerinde inşaat ile ilgili bölümler tekrar açılmalıdır.
BETON FİYATLARINDAKİ ARTIŞ; Yaklaşık 2 yıl içinde 13-15 kat artmış; 140-160 TL/m3’ten 1.800-2.000 TL/m3’lere kadar yükselmiş ve bu artış akaryakıt veya çimento fiyatlarındaki artışla açıklanacak düzeyin çok üzerinde gerçekleşmiştir. Ayrıca beton firmaları kendi aralarında yaptıkları anlaşma ile ‘kaba inşaatının beton dökümüne bir firmadan başlamışsanız diğer firmalar devam eden inşaatınıza beton satmadığı için beton firması da istediği kadar zam yapabilmektedir’. Sonuç olarak rekabet ve hizmet kalitesi engellenmektedir.
YAPI DENETİM SİSTEMİ;
En önemli konulardan bir tanesi de Yapı Denetim Sistemidir. Kanunun çıktığı ilk günden beri sistem hiç bir zaman düzgün çalışmamıştır. Çünkü sistemin işleyiş şekli ve mantığı, ne serbest piyasa koşullarına ne de kamusal kurum işleyişine uymamaktadır. Denetleme yetkisi özel bir şirkete veya kişiye bırakıldığında maalesef zaman göstermiştir ki; maliyet düşürme konusunda (eleman sayısı, araç sayısı vs..) özel bir şirket gibi davranmakta, denetleme ve kamusal güç gösterisi yapma konusunda oldukça cüretkar tavır takınmaktadır. Örnek olarak en tecrübesiz yapı denetim elemanı, bırakın firma sahibi müteahhit şirketin inşaatının bahçe duvarının beton gününden kaynaklı ‘ben istersem bu betonu döktürmem’ diyebilecek yetki ve hakkı kendinde görebilecek duruma gelmiştir.
Ücretini kanunen arsa sahibinin ödemesi gereken Yapı Denetim ücretlerini müteahhit firma ödemekte, makbuzu ise arsa sahibine kesilmektedir. Müteahhitleri ödenen tutarı gider olarak gösterememesine rağmen bu tutarda daire fiyatına otomatik olarak maliyet gereği eklenmektedir.
KÖKLÜ DEĞİŞİKLİK GEREKİYOR; Yapı Denetim Sisteminde kökten bir değişikliğe gidilmesi gerekmektedir. Bu sistem, denetimle beraber danışmanlık hizmeti de veren bir yapıya kavuşturulmalıdır. Yapı Denetim firmaları, mimari ve statik proje hizmetinden başlayarak bünyesindeki mühendislerden denetimi yaptığı her şantiyeye belli gün ve saatlerde mesai geçirmek koşuluyla şantiye şefini görevlendirerek test firmaları ile beton kontrollerini yaptırarak denetimini tamamlamalı, ücretini ona göre kamu gücü belirlemeli ve yapı denetimlerde sorumluluğunu tam anlamıyla üstlenmelidir.
Yapı Denetim firmalarında çalışacak mühendislerde imza sorumluluğunun farkında olarak, tecrübesine göre ücretini belirleyecek ve şantiyede bizzat denetimini yaparak depreme dayanıklı konutlar yapılmasını sağlayacaktır. Sadece proje müellifi olan mimar ve mühendisler ise anlaşmalı olacağı yapı denetim firmaları ile süreci yönetecektir. Mühendis Odalarının belirlediği taban ücrete göre şantiyeye gitmeden evrak imzalayarak mühendislik yapılmayacağını ülkemiz acı deprem tecrübeleri ile öğrenmiştir. Denetim deprem olur veya başka sebeple sağlam olmayan bina yapımının sorumluğundan nasıl kaçarım yerine, sağlam binalar üretmek üzerine kafa yorularak yapılmalı ve herkes mesleğini hakkı ile yapmalıdır.
Sistemi kötü bir sonuç ortaya çıktığında cezai sorumluluktan kaçmak veya bir kurban bulup kamuoyunun önüne atarak cezalandırmak yerine, iş yapılırken kuralına göre yapılmasını sağlamak ve sorumluluğu bireye vererek imza sahibi meslek erbabının hakkı ile iş yapmasına olanak sağlamak gerekir. Kamu Kurumları, Bakanlık ve Belediyelerde yetkisi gereği yapı denetim firmalarını, şantiyeleri her safhada kalıp-demir işlemleri, beton dökümü, numune alımı vb.. gibi işlemleri değişik zamanlarda haber vermeksizin denetlemeli, yapı denetim sisteminin işleyişini kontrol etmelidir.
BETON YAPI VE MALZEMELERİ TEST LABORATUVARLARI:
Diğer bir önemli konumuzda günümüzde beton ve yapı malzemeleri test laboratuvarlarının işleyiş şeklidir. Yukarıda anlattığımız sebeplerden kaynaklı Yapı Denetim Sisteminin düzgün bir şekilde çalışmadığını ifade ettik. Bakanlığın bir kaç denetiminden sonra şu an uygulamada; Yapı Denetim çalışanı, şantiye şefi ve laboratuvar elemanı gelmeden beton döküm işlemi başlamamaktadır. Bakanlıkça alınan karar beton döküm işleminin kaliteli ve kitabına uygun olmasını amaçlasa bile sorun yine çözülmemiştir. Aksine aynı laboratuarın farklı birkaç beton firmasından aynı saatte beton döküm işlemi var; numuna alacak firmanın elemanı, bir çok finansal zorlukla çalışan, onlarca elemanı çalıştıran, mikser ve beton pompalarının leasing sektöründe geçen her dakikanın ne kadarkıymetli olduğunu bilen müteahhite karşı efelenerek ‘ben gelmeden beton dökemezsin’ diyerek saatlerece bazen bir kaç gün beton gününü geciktirmektedir. Maalesef bu sefer de haksız olarak ücret karşılığı hangi şantiyeyi önce tercih etmesi gibi durumlar ortaya çıkmaktadır.
EMLAK SEKTÖRÜ; Konut fiyatlarının aşırı yükselmesindeki sebeplerden biri de Emlak ve Gayrimenkul sektörünün ta kendisidir. Büyükşehirlerde şu an kat karşılığı arsa oranları % 50+ bir kaç milyon TL arsa sahibine, bir kaç milyon TL’de emlakçıya ödenecek şekilde yükselmiştir. Yani müteahhit inşa ettiği 2 konutun maliyetinin üzerine bir de ödediği paraları ilave ederek 1 daire satış yaparak bütün bu maliyetleri karşılayıp bir de kar ederek vergi ödemek zorundadır. Öte yandan mal sahibi ne emlakçı müteahhitten kat kat fazla para kazanıp götürü usulde bir berber dükkanı kadar bile vergi ödememektedir. Yılda 100 ile 1.000 adet daire satan emlak ofisleri ne kadar vergi ödemektedir takdirine bırakıyoruz.
Ancak Emlakçılar Meslek Odası ve inşaat sektöründe çalışan diğer iş gruplarının Odaları varken Müteahhitler Odası kurulması yıllardır engellenmektedir. Makul fiyatlı konut üretimi hedefleniyor ise TOKİ arazileri % 35-40’lar ile veya maliyet + %15-20 kar ile meslektaşlarımıza yaptırılırsa daha verimli olacağına inanıyoruz.
EMLAK RAYİÇ BEDELLERİ; Diğer bir konuda satış sırasında zorunlu değer olarak alınan emlak rayiç bedelleridir. Ülkemizde maalesef rakamların hep gerçek dışı olması kayıt dışı ekonomiyi canlandırmaktadır. Tapu masrafları satış sırasında zorunlu olacak eksper değerine göre yapılsa, rapora aracılık edecek emlak firması da zatengerçek satış değerine göre aldığı ama beyan etmediği komisyona göre vergisini ödese tapu harcı toplamda %4 yerine % 1 oranında alınsa; biz eminiz ki devletimiz daha fazla vergi geliri elde edecektir.
Unutulmamalıdır ki küçük ve orta ölçekli yap-sat müteahhitleri belki TV’lerde veya sosyal medyada çok şatafatlı reklamlara sahip çok büyük projeler yapmasa da adet ve miktar olarak ruhsat sayılarına bakıldığında bunlarda binlerce, on binlerce konut ve proje yapmaktadır. Bir çok bunu kendi öz sermayesi ile ekonomiye katkı veren bir sektörün parçası olarak var güçleri ile yapmaktadır.
İnşaat sektöründe çalışma yapan, belediye, resmi kurumlar, yapı denetim firmaları, laboratuarlar, meslek odaları ile ilgili çıkan her kanun, yönetmelik vs.. değişikliklerde bu sektörün asıl yapı taşlarından olan meslektaşlarımızın temsil edildiği sivil toplum örgütlerinin de görüşlerinin alınması, bugüne kadar sektörün mutfağında yetişmeyen saha ve piyasa tecrübesi olmayan gruplarca yapılan ama bir türlü düzgün çalışmayan sistemin düzelmesine çok büyük katkı sağlayacaktır.
Yorumlar (0)