Boşanma Davalarında SED(Sosyal ve Ekonomik Durum) Raporu
Boşanma davaları, tarafların boşanma ile ferileri ve ziynet, mal paylaşımı gibi hususların tümünde anlaşmaya varıp varamamalarına göre anlaşmalı boşanma davası ve çekişmeli boşanma davası olarak iki ayrı şekilde yürütülebilmektedir.
Anlaşmalı boşanma davasında genellikle delil aranmamaktadır. Ancak çekişmeli boşanma davalarında tarafların ileri sürdükleri hususları ispat etmeleri gerekmektedir ve taraflar genellikle bunun için alanında uzman çekişmeli boşanma avukatı ile çalışırlar. Anlaşmalı boşanma davasında genellikle hiçbir delil aranmamakla birlikte, 18 yaşından küçük çocuğun velayetine ilişkin olarak hüküm kurulacak olması halinde, anlaşmalı boşanma davasında da anlaşmalı boşanma avukatı tarafından talep edilmemiş olsa dahi mahkeme tarafından SED raporu tanzim ettirildiği gözlemlenebilmektedir; ancak bu durum oldukça istisnai olarak uygulanmaktadır.
Boşanma Davasında SED Raporu Neden Alınır?
SED raporu genellikle çekişmeli boşanma davalarında tarafların ekonomik ve sosyal durumlarının tespiti gereken durumlara ilişkin hüküm kurulabilmesi için alınmaktadır. Örneğin nafaka ve tazminat hususlarına dair hüküm kurulurken, tarafların sosyal ve ekonomik durumları dikkate alınmalıdır. Aynı şekilde müşterek çocuğun velayetine hükmedilirken, çocuğun üstün yararı gereği hakim tarafından davanın tarafı olan kişilerin sosyal ve ekonomik durumlarının bilinmesinde fayda vardır.
SED raporu nafaka, tazminat ve velayet hususlarının yanında; boşanma davası sonrasında taraf iradelerine göre görülmesi mümkün olan mal rejiminin tasfiyesi davası açısından da önem arz etmektedir.
Yurtdışında Yaşayan Kişi Hakkında SED Raporu Nasıl Düzenlenebilir?
Boşanma davasına taraf olan eşlerden biri yurtdışında yaşıyor ise, yurtdışında yaşamakta olan eşin bulunduğu ülkede yer alan konsolosluk veya büyükelçiliğe müzekkere yazılması yoluyla SED raporunun düzenlenmesi sağlanabilir. Bununla birlikte bu tip bürokratik işlemler, özellikle yurtdışı faktörünün de etkisiyle taraflar açısından büyük zaman kayıplarına sebebiyet verebilecek nitelikte sonuçlar doğurabilir. Dolayısıyla sosyal ve ekonomik durumun başkaca deliller ile ispatlanmasının mümkün olduğu hallerde SED raporuna dayanmaktansa, genellikle bu delillerin öne sürülmesi yoluyla ispatın sağlanması tercih edilmektedir. Ancak yukarıda da belirtmiş olduğumuz gibi müşterek çocuğun velayetine ilişkin hususlar çocuğun üstün yararı ilkesi gereği kamu yararına ilişkin bir durum teşkil ettiğinden dolayı, boşanma davasında velayet, iştirak nafakası ve müşterek çocukla kişisel görüş taleplerinin mevcut olması halinde taraflarca talep edilmemesine rağmen hakim tarafından resen SED raporu tanziminin istenmesi mümkündür.