Ebru Uzun Oruç: Esenler'de Bile Kılıçdaroğlu Önde
Mirgün Cabas’ın sunumuyla gündemin önemli konularının canlı yayında masaya yatırıldığı “Ya Sonra?”, “Her Yer Seçim, Her Yer Kampanya” isimli yeni bölümüyle ekrandaydı.
Cabas ve gazeteci Özlem Akarsu Çelik’e, bu hafta reklamcı ve siyasal iletişim uzmanı Ateş İlyas Başsoy ile gazeteci ve sokak röportajcısı Ebru Uzun Oruç eşlik etti. Programda seçime doğru ittifaklarda yaşanan gelişmeler, sokaktaki vatandaşın nabzı ve ekonomi başta olmak üzere seçmenin kararını etkileyecek konular konuşuldu; ayrıca Oruç’un sokak röportajlarından dikkat çekici kesitler paylaşıldı.
“Emek ve Özgürlük İttifakı genişleyecek”
Çelik, ittifak tarafındaki yeni gelişmelerle ilgili şu bilgileri verdi: “Emek ve Özgürlük İttifakı’nın genişlemesi yönünde duyumlar aldık. Örneğin Sol Parti’nin bu ittifaka dahil olup olmayacağının bu hafta sonu netleşeceği söyleniyor. Sol Parti, eski ÖDP; bugüne kadar hep HDP ve öncülü olan HADEP, DEHAP gibi partilere mesafeli durmuştu. İlk kez böyle bir ittifak çatısı altına girecek. Sosyalist bir blok var ve o bu bloğa dahil olursa ittifaktaki güç dengeleri de değişecek. Belki oradan buraya geçecek sosyalist partiler olabilir.”
“HÜDAPAR karşısında Kürt partilerinin bir ağırlığı olacak”
Çelik, HDP bileşeni olmayan ancak Kürt illerinde ağırlığı olan bazı partilerin de ittifaka destek vereceklerini ifade ederek, “Çok büyük partiler olmasa da, orada bir psikolojik etkileri var. HÜDAPAR’ın Cumhur İttifakı’na katılmasıyla birlikte, bu partilerin orada saha çalışmalarında önemli bir ağırlığı olacak” dedi.
“Artık sokakta konuşmalar daha agresif”
Son iki yılda yaptığı sokak röportajlarında, politik konuşmaların yerini daha agresif, daha sert ve keskin konuşmalara bıraktığını ifade eden Ebru Uzun Oruç, deprem bölgesinden bir anekdot paylaştı: “Bu insanların oradaki analizi bizden çok daha iyi yaptıklarından eminim. Örneğin Adıyaman’da bir çadırın önünde bir vatandaşla konuştum. ‘Ben bugüne kadar AK Parti’ye oy verdim. Ama Adıyaman unutuldu. Buranın valisi ekranlara gülerek poz verdi. Ben bunu nasıl unutabilirim? Hiç kimseden korkmuyorum’ dedi” şeklinde aktardı.
“Esenler’de bile Kılıçdaroğlu önde”
Ebru Uzun Oruç son olarak Esenler’de gerçekleştirdikleri sokak röportajına dair gözlemlerini şu şekilde aktardı: “Esenler AK Parti’nin çok çok önde olduğu bir semt. Orada da Kılıçdaroğlu önde çıktı; bütün ekipçe çok şaşırdık sonuca. Bakıyorsunuz seçmene, ‘Ben daha önce AK Parti’ye oy vermiş bir seçmenim’ diyor, ‘ama bu sefer vermeyeceğim, artık istemiyoruz, değişsin’ diyen bir profil var karşımızda. Bu sokak röportajlarının çok etkili olduğunu düşünüyorum analizi yapabilmek için çünkü baktıkları zaman, ‘Acaba bizim gibi mi düşünüyorlar?’ diye izliyorlar ve evet skor onların düşündüğü gibi. Baktığınız zaman şu an Kılıçdaroğlu’nda yukarıya doğru bir ivme var. Bunu biz sokaktan birebir görüyoruz.
“Seçime üç gün kala aklıselim devreye girer”
14 Mayıs’a az kala kampanya süreçleriyle ilgili, “Seçimin son üç-dört günü Türkiye’de sihirli bir zamandır” diyen Ateş İlyas Başsoy, sözlerini şöyle sürdürdü: “Şu anki veriler bizi aldatabiliyor. Çok tepkisel konular oluyor; bir anda büyük kararlar alınıyor. Partiler bir araya geliyor; onu içine sindiremeyen insanlar olabiliyor. Bir sokak röportajı veya anket önüne geldiğinde daha tepkisel yanıtlar veriyorlar. Son üç günde aklıselim birdenbire devreye girer. Ben nereye oy verirsem benim için önemlidir der ve bu yüzer oylar, hepsi yerine oturur. Genellikle CHP şöyle bir hata yapar her seçimde; son bir haftada ‘biz kazandık’ diye dil değişir. Bu hatayı en çok Cumhurbaşkanlığı seçiminde Muharrem İnce yapmıştı. O zamana kadar kendini yormayan, güzel güzel ne yapacaklarını anlatan partilerin son üç günde oyları çok artabilir.”
“Erdoğan kentlerde yaşanan sosyolojik değişimi tersine çeviremez”
Seçmenin kararının ekonomiye çok bağlı olduğunu belirten Ateş İlyas Başsoy, şöyle konuştu: “AK Parti’ye oy verenler 2002-2015 arasında zenginleştiler. Gecekondudan eve çıktılar. İlk defa yurtdışına çıktılar, restoranlarda yemek yediler. Bu, başarmış bir görüntü veriyordu. Bu değişimi yaşayan 40-50 yaşındaki kuşak hâlâ AKP’li ancak daha genç olanlar, ana-babalarının çektiği yokluğu çekmedikleri için, apartmanda doğdukları için, ana-babalarının hikâyeleri onlara yalan geliyor. Bu insanların alt nesilleri şimdi 30-40 yaşında, çoluk çocuk sahibi insanlar. Kürt ya da Laz olması fark etmeksizin, çocukları aynı servisle okula gidiyor. Birbirlerine düşmanlık beslemiyorlar. Kent, insanları bir araya getirir. Metro hattı gelişmiş olan şehirlerde sosyolojik uçurumlar ve efsaneler üretilme ihtimali azalır. Bizim büyükşehirlerimiz de 20 yıl içinde bunları yaşadı. Bu sosyolojik bir değişimdir. Erdoğan’ın bunu tersine çevirmesine imkân yok.”
“İktidar da muhalefet de kadın seçmeni okuyamıyor”
İktidarın da muhalefetin de Türkiye’de kadınların ve kadın seçmenin geldiği noktayı doğru okuyamadığının altını çizen Özlem Akarsu Çelik ise şöyle konuştu: “Kadın seçmen özel bir ilgi hak ediyor. En son HÜDAPAR ve Yeniden Refah Partisi’nin Cumhur İttifakı’na eklenmesiyle, mütedeyyin kesimde de muhafazakâr kesimde de birtakım itirazlar yapıldı. Adalet ve Kalkınma Partisi’nin kadınları da çok endişeli. Muhalefet de burada çok ürkek davranıyor. Örneğin İran’daki kadın mücadelesine yalnızca Meral Akşener ses çıkardı. CHP’den bir yorum gelmedi.”