ETİMESGUT CHP'DE KRİZ DERİNLEŞİYOR!

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), Türkiye’nin kurucu partisidir ve temel ilkeleri arasında eşitlik, adalet ve dayanışma yer alır. Ancak Etimesgut İlçe Örgütü'nde yaşananlar, bu ilkelerle bağdaşmayan bir ayrımcılığın sistematik hale geldiğini göstermektedir.

Parti İçinde Ayrımcılık ve Keyfi Uygulamalar

Son dönemde, Etimesgut CHP’de parti içi iletişim ve dayanışma ruhunu zedeleyen uygulamalar dikkat çekmektedir. Mahallelerde oluşturulan WhatsApp gruplarında bazı üyeler keyfi şekilde dışlanmakta, gruba eklenmek isteyenler ise sebepsiz yere reddedilmektedir.

Bu yalnızca küçük bir örnek. Daha büyük resme baktığımızda, partililer arasında kutuplaşma yaratıldığı, üyelerin dışlandığı ve örgüt bütünlüğünün ciddi şekilde tehdit edildiği görülmektedir.

Bu tür uygulamalar, CHP’nin halka güven veren kimliğine zarar vermekte ve parti içinde ayrışmayı derinleştirmektedir.

9 Temmuz 2024 tarihinde, 208 sayılı dilekçeyle ilçe yönetimine resmi başvuruda bulunmamıza rağmen, aradan yedi ay geçmesine rağmen hiçbir dönüş yapılmamıştır. Ne yazılı ne de sözlü bir yanıt verilmiş, şikâyetlerimiz tamamen yok sayılmıştır.

CHP Tüzüğüne Aykırı Bir Yönetim

CHP’nin Tüzüğü’nün 68. maddesine göre, aşağıdaki eylemler parti suçu sayılmakta ve kesin ihraç cezası gerektirmektedir:

• Görev ve sorumlulukla bağdaşmayan tutum ve davranışlarda bulunmak.
• Parti içinde ve toplumda her türlü ayrımcılık yapmak.
• Partili üyeleri küçük düşürücü söylemlerde bulunmak, örgüt çalışmalarını zorlaştırıcı eylemler gerçekleştirmek.
• Üyeler hakkında asılsız söylentiler çıkarmak ve bunları yaymak.

Bütün bunlara rağmen, Etimesgut İlçe Yönetimi ayrımcı uygulamalara devam etmekte ve CHP’nin iç bütünlüğünü sarsmaktadır.

CHP’yi Güçlendireceğimiz Yerde Neden Birbirimizi Tüketiyoruz?

CHP olarak iktidarı hedefliyorsak, kişisel çıkarların yarattığı stres ve gerginlik yüzünden neden birbirimizi yıpratıyoruz? Oysa birlik ve dayanışma içinde olmamız gerekirken, kendi içimizde parçalanıyor, enerjimizi iç çekişmelere harcıyoruz.

Bu durum, doğada bazı canlı türlerinde görülen içgüdüsel davranışlara benzetilebilir. Örneğin, bazı hamster türleri aşırı stres altına girdiklerinde veya kaynakları yetersiz olduğunda kendi yavrularını yiyebilir. (Bu benzetme, yalnızca durumu anlatmak için yapılmıştır. Teşbihte hata olmaz.)

Benzer şekilde, CHP içinde yaşanan iç çekişmeler, partinin enerjisini boşa harcamasına, halka güven vermekte zorlanmasına ve iktidar hedefinden sapmasına neden olmaktadır.

Örgüt ve Belediye Zarar Görüyor

Bu kriz yalnızca parti içini değil, belediye çalışmalarını da olumsuz etkilemektedir. CHP’li belediye düzenlediği etkinlik ve projelerde yeterli örgütsel desteği bulamamakta, bu da yereldeki yönetimi zayıflatmaktadır. Gereksiz polemikler belediye yönetimini yıpratırken, partinin halka hizmet odaklı kimliğine zarar vermektedir.

Kendi içimizde birliğimizi sağlayamazsak, halka güven veremeyiz. Eğer CHP'nin yereldeki gücünü korumak istiyorsak, önce parti içi huzuru ve adaleti sağlamalıyız.

CHP’ye En Büyük Zarar Nereden Geliyor?

CHP’ye en büyük zararı, dış güçler veya rakip partiler değil, bizzat parti içindeki hatalar ve kötü yönetim veriyor.

Mustafa Kemal Atatürk’ün 1931’de CHP 3. Kurultayı’nda söylediği şu söz, bugün de yol göstericidir:

"Partimizin takip ettiği prensip ve uygulamaları en sert şekilde eleştirecek yine biziz. Çünkü başka türlü hatalarımızı göremeyiz ve düzeltemeyiz."

Gerçek bir CHP’li olarak, hataları dile getirmekten çekinmemeli, partimizin geleceği için iç disiplin ve birlik çağrısı yapmalıyız.

Ne Yapılmalı?

Etimesgut İlçe Yönetimi, parti içindeki bu kutuplaştırıcı tutumdan derhal vazgeçmeli, örgütü daha kapsayıcı bir yapıya kavuşturmalıdır.

Ya da: Bu yöneticiler, CHP’ye daha fazla zarar vermemek adına onurlu bir şekilde istifa etmelidir.

Partimize gönülden bağlı olan herkesin, bu durumu görmezden gelmek yerine CHP’yi daha güçlü bir yapıya kavuşturmak için sesini yükseltmesi gerekmektedir.

CHP Genel Merkezi ve İl Başkanlığı’nı Göreve Çağırıyoruz!

Etimesgut'taki ayrımcı ve kutuplaştırıcı uygulamalar hakkında şeffaf bir inceleme süreci başlatılmalı, üyelerin görüşlerini almak için bir toplantı düzenlenmeli, örgüt içinde adalet sağlanmalıdır.

Aksi takdirde, bugünkü hataların bedelini yalnızca biz değil, bizden sonraki kuşaklar da ödeyecektir.

Tepkisiz kaldığın her yanlış, enkazını büyütür.
 "Daha kötüsü olmasın" korkusu, felaketini hazırlar.

Laik Cumhuriyet’in ve CHP’nin geleceğini koruma sorumluluğuyla, bu yanlışları tarihe not düşmek adına yazdık.