DOĞU ANADOLU GERÇEĞİ
Merhum Seyyid Ahmet Arvâsî; “Doğu Anadolu Gerçeği” adlı kitabındaki “Türkiye’de Şark Meselesi ve Alınacak Tedbirler” bölümünde bu meseleyi pek çok zaviyeden irdelemiş ve kalıcı reçeteler sunmuştur.
Süleyman Göksu
-Merhum Seyyid Ahmet Arvâsî; “Doğu Anadolu Gerçeği” adlı kitabındaki “Türkiye’de Şark Meselesi ve Alınacak Tedbirler” bölümünde bu meseleyi pek çok zaviyeden irdelemiş ve kalıcı reçeteler sunmuştur. Kimse bu reçetelere bir kez dahi bakma ihtiyacı duymamış, dolayısıyla alınan kararlar, yürütülen faaliyetler maalesef hüsranla sonuçlanmıştır.
Doğu Anadolu Gerçekliğini Arvâsî Hoca, şu 8 başlık altında incelemiştir:
1.Tarihî bütünleşme çâreleri,
2. Harsî bütünleşme çâreleri,
3. İçtimaî bütünleşme çâreleri,
4. Coğrafî bütünleşme çâreleri,
5. İktisadî bütünleşme çâreleri,
6. Ruhî bütünleşme çâreleri,
7. İdarî bütünleşme çâreleri,
8. Siyasî bütünleşme çâreleri.
Kitabın 24. Sayfasında şunları söylüyor:
“… Artık herkes teslim etmektedir ki, 'Kürt' sözü ilk defa, gerçek mânâsında Orta Asya’da bulunan Elegeş’te dikili Orhun Yazıtları’nda geçmektedir. 'Kürt İlhanı Alp Urungu’nun mezar taşı' Göktürk yazısı ile kaleme alınmıştır. Kürtleri, Gutti ve Karduk gibi eski kavimlere bağlamak iddiaları, mesnetsiz birer yakıştırmadan ibâret kalmaktadır. Tarih, kelime oyunlarına dayanmaz, belgelerle ortaya konur. Bunun için diyoruz ki, devletimiz, kitaplarla, filmlerle, fotoğraflarla ve belgelerle ortaya çıkmalı, başta Elegeş yazıtı olmak üzere, bu konudaki müşahhas mûtaları Türk ve dünya efkârına sunmalıdır. Bilhassa, Rasonyi’nin, Nemeth’in, Dr. W. Radloff’un araştırmalarını gözlere açmalıdır. Bu konularda Alman ilim adamlarının değerli araştırmalarından istifade etmelidir. Bilhassa, E. Forer’in, G. Conteneau’nun, Fr. Hommel’in, Prof. V. Christian’ın ve B. Landsberger’in çalışmaları akademik bir süzgeçten geçirildikten sonra çeşitli biçimlerde değerlendirilmelidir...”
Devletin de kısa ve uzun vadeli plânlamalar yaparak özellikle anaokullarından itibaren çok boyutlu bir tedrisatla ve sağlam bir dinî eğitimle bu faaliyetleri engelleyebileceğini, “çok faktörlü millî yoğruluşla” birlik ve beraberliğin bütün Anadolu coğrafyasında tesis edilebileceğini anlatır...