HER ŞEY İNSAN İÇİN !..
Asrın seçimi 14-28 Mayıs’ta milli iradeden yetki alamayan muhalefetin; “seçilmiş cumhurbaşkanı” ifadesinin ne anlama geldiğini, etkisini, yetkisini ve sorumluluk sınırlarını hâlen kavrayamadığını görmekteyiz.
Yalçın Topçu
-Asrın seçimi 14-28 Mayıs’ta milli iradeden yetki alamayan muhalefetin; “seçilmiş cumhurbaşkanı” ifadesinin ne anlama geldiğini, etkisini, yetkisini ve sorumluluk sınırlarını hâlen kavrayamadığını görmekteyiz.
Milletin seçimle doğrudan yetki vererek seçmiş olduğu cumhurbaşkanının, siyasi bir tavrının, usul ve üslubunun veya partisinin olmaması düşünülebilir mi?
Partili veya partici olmak başka, partizan olmak başkadır.
Tarafsızlık demek çoğu kez susmak, konuşurken de suya sabuna dokunmadan “üst perde sözlerle” vaziyeti idare etmek demek değildir.
Eski cumhurbaşkanlığında uygulanan görev icrasını, eski cumhurbaşkanlarının davranış ve tutumlarını cumhurbaşkanlığı sistemine göre yeni durumla ve üçüncü defa mutlak halk iradesine dayanan neticelerle seçilen Cumhurbaşkanı ile karıştırmamak gerekir.
14-28 Mayıs asrın seçimi neticesinde Türkiye, devleti ve milletiyle ülke olarak içine çekilmeye çalışıldığı küresel tuzaklardan ve ihanet girdaplarından kurtarılıp, lider ülke olması için siyasi istikrar ve hızlı idareyle yeniden buluşturulmuştur.
Hiçbir oligarşiye ve dış müdahaleye teslim olmayıp taviz vermeden, dünden daha iyi standartlara sahip pekişmiş ve yüksek demokrasi seviyesine yükselen ülkemiz, demokrasi havarisi birçok ülkeye bu konunda tarihi bir ders vermiş oldu.
Geçmişte olduğu gibi bundan sonra da ekonomik, bölücü, ahlaki, sosyal, siyasi terörle ve her türden vesayet odakları ile mücadele konusunda taviz verilmeden bilumum şer güçlere karşı topyekûn bir mücadele kesintisiz devam edecektir.
Öte yandan muhalefete yüzde 47.82’lik destek veren vatandaşlarımızın beklentileri de iyi okunup marjinal örgütlerin tasallutundan ve yabancı başkentlerin kirli projelerinden kurtarılacak adımların atılacağı kesindir.
Ülkemiz için mevcut şartlarda en öncelikli konu kamu düzeni ve sosyal barıştır.
İç ve dış düşmanların hedefi, yeterince çözüm üretilemeyen sorunlarımızı abartmak, kaşımak bu yolla kaos ve kargaşa çıkartıp birliğimizi bozarak bize milletçe diz çöktürtmektir.
14-28 Mayıs seçimleriyle bir kez daha gördük ki, milletimiz zamanın ruhuna, kendisinin eğilimlerine, birliğine ve dirliğine, değerlerine, değişimin hızına uygun davranmayan hiçbir siyasi yapıya, kaçı bir araya gelirse gelsin iradesini teslim etmemekte, yetki vermemektedir.
Türkiye Yüzyılında, siyasi partilerin iktidar taleplerinin milletimizde karşılık bulması için elle tutulur projeleri, güçlü ve birikimli ekipleri ve başlarında da önce, vatanım, milletim, devletim, sonra partim ve ben diyecek liderlerle mümkün olacağı açık seçik ortadadır.
Asrın seçimi 14-28 Mayıs, elbette ki siyasette büyük değişikliklere sebep olacak, Türk siyasetini yeniden formatlayacaktır.
Seçilmiş cumhurbaşkanıyla birlikte, revize edilmeye ve ihtiyaca göre değişikliğe açık olan sistem de halkımızdan tekraren onay almış eskiye dönmenin önü sandık neticesiyle kapatılmıştır.
Korkularımızın esiri olmadan, kıskançlık ve haset çukurlarında boğulmadan, birlik ve beraberlikle atılacak her adımın, her alanda tam bağımsız büyük Türkiye’ye doğru kutlu bir yürüyüşü başlatacağını unutmayalım.
Türkiye Yüzyılı ile milletimizi, gönül coğrafyamızı ve bütün insanlığı buluşturma yetkisi alan iktidar ve alternatifi muhalefete hatırlatalım ki, din de devlet de sistem de rejim de her şey insan için ve insanın mutluluğu için olup, her bir ferdin insanca ve hakça yaşamasını sağlamak içindir.
Bu vesile;
8 Haziran 1970 günü, okumakta olduğu İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nde komünist vatan haini teröristler tarafından şehid edilen büyüğümüz Yusuf İmamoğlu’nu ve ülkücü hareketin tüm şehidleriyle birlikte ebediyete intikal etmiş dava büyüklerimizi saygı ve rahmetle anıyorum. Cenab-ı Hak her birini cenneti ve cemaliyle müşerref kılsın İNŞALLAH.