27 Ekim 2023 - Cuma
29 EKİM'DE GELEN CUMHURİYET COŞKUSU
Türkiye’de “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” kuralını devlet yönetimine yerleştiren ve demokrasiyi taçlandıran Cumhuriyet’in ilanının üzerinden tamı tamına 100 yıl geçti.
Yazar - İbrahim Keskin
Okuma Süresi: 4 dk.
441 okunma
İbrahim Keskin
ikeskin2@gmail.com - 0 542 327 40 90 Türkiye’de “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” kuralını devlet yönetimine yerleştiren ve demokrasiyi taçlandıran Cumhuriyet’in ilanının üzerinden tamı tamına 100 yıl geçti.
Milli Mücadelenin zaferle sonuçlanmasının ardından Büyük Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk, yeni Türk devletinin yüzünü çağdaşlaşma ve demokrasiye çevirdi. Ankara’nın, Türkiye’nin yeni hükümet merkezi ve başkent olmasının ardından mevcut rejimin isminin de bütün açıklığıyla konulması, yeni devletin başkanının da seçilmesi gerekiyordu.
O günü kadar devlet başkanlığı görevi Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı olarak Mustafa Kemal Paşa tarafından yürütülmüştü.
***
Bazı yabancı ülkeler de Lozan Antlaşmasının onayı için Türkiye’de ki yeni devlet rejiminin daha açık şekilde belirlenmesini istiyordu. Bu sıralarda İcra Vekilleri Heyeti’nin istifası ve Meclisin güvenini kazanacak bir kabine listesinin oluşturulamamasıda bu soruna acil çözüm gerektirdi. 25 Ekim 1923’te ise hükümetin istifasıyla bir bunalım ortaya çıktı. Bu olay, Atatürk’e Cumhuriyet’i ilan etmesi için beklediği fırsatı verdi. 28 Ekim 1923 akşamına kadar hükümetin kurulamaması üzerine Mustafa Kemal Paşa, Çankaya Köşkü’nde arkadaşlarına “Yarın Cumhuriyeti ilan edeceğiz” diyerek fikrini açıkladı. Atatürk, o gece İsmet İnönü ile birlikte 1921 Anayasası’nın bazı maddelerini değiştiren kanun tasarısını hazırladı.
***
Arşivlerde yer alan bilgilere göre; Meclis 29 Ekim 1923 Pazartesi günü saat 18.00’de İsmet İnönü başkanlığında toplandı. Anayasa Komisyonu tarafından sunulan ve anayasa değişikliğini içeren teklif acilen görüşülmesi için gündeme kaydedildi. Görüşe sunulan tasarıda şu hükümler yer alıyordu;
“Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir. Ulusal işlerin fiili idarenin yönetim şekli halka dayanmaktadır. Türkiye Devleti bir Cumhuriyet’tir. Türkiye Devleti’nin dini İslam, resmi dili Türkçedir. Türkiye Devleti, Büyük Millet Meclisi tarafından yönetilir. Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı, Genel Kurulun toplantısında bir yasama dönemi süresi için kendi üyeleri arasında Millet Meclisi tarafından seçilir. Cumhurbaşkanı görevini halefi seçilene kadar sürdürür. Geçmiş başkan yeniden seçilebilir. Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı , Türk Devleti’nin başıdır. Bu sıfatıyla gerekli gördüğü zaman Büyük Millet Meclisi ve Bakanlar Kurulunun başkanlığını yapar. Kurul Başkanı, Cumhurbaşkanı tarafından seçilir. Kurulun listesi Büyük Millet Meclisi’nin onayına, Cumhurbaşkanı tarafından sunulur.”
***
Komisyon adına söz alan Yunus Nadi Bey, Mondros Mütarekesine kadar yaşanan olayları hatırlatarak, Cumhuriyetin ilanının gerekliliğini dile getirdi. Daha sonra kürsüye çıkan Vasıf Bey, Cumhuriyeti övdü. Daha sonra Eyüp Sabri Hoca Efendi, gecikmeden Cumhurbaşkanı seçimiyle devam edilmesini talep etti. Konuşmaların ardından tasarı saat 20.30’da oturuma katılan 158 üyenin tamamının oyuyla kabul edildi. Cumhuriyet’in ilanı “Yaşasın Cumhuriyet” sesleri ve alkışlarla karşılandı.
***
Evet bundan tam 100 yıl önce, bir asır önce genç Türkiye Cumhuriyeti’nin idare şekli Cumhuriyet olarak kabul edilmişti. Bugün yeni bir yüzyıla giriyoruz ve ilelebet Türkiye Cumhuriyeti ve Cumhuriyetimiz asırlar boyu yaşatılacak. Bu azim, bu kadro, bu güç bizlerde var.
Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk ne demişti, “Ey yükselen yeni nesil, istikbal sizindir. Cumhuriyet’i biz kurduk, onu yüceltecek ve devam ettirecek olan sizlersiniz..”
Aynen katılıyor ve devam ettireceğimize dair söz veriyoruz.
Yaşasın Cumhuriyet!
Yorumlar (0)
Tüm Yazıları