26 Ekim 2024 - Cumartesi
101. YIL KUTLU OLSUN
29 Ekim 2024, Cumhuriyetimizin kuruluşunun 101. yılı ve önümüzdeki Salı günü bayramımızı ulus olarak büyük bir coşkuyla kutlayacağız.
Yazar - İbrahim Keskin
Okuma Süresi: 3 dk.
187 okunma
İbrahim Keskin
ikeskin2@gmail.com - 0 542 327 40 90 29 Ekim 2024, Cumhuriyetimizin kuruluşunun 101. yılı ve önümüzdeki Salı günü bayramımızı ulus olarak büyük bir coşkuyla kutlayacağız.
Son dönemlerde Cumhuriyetimizin, Anayasa’nın ilk 4 maddesinin tartışıldığı şu günlerde anlamlı bir gün. Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi ‘Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır’ sözü gibi, Türk milleti için en iyi yönetim şekli olan Cumhuriyeti ve Türkiye Cumhuriyeti’ni sonsuza dek yaşatmamız gerek.
Ne pahasına olursa olsun!
***
Türkiye Cumhuriyeti emperyalist devletlere karşı verilen Bağımsızlık Savaşı sonunda kurulmuştur. Kökeninde mazlum milletlere örnek olan, ilk bağımsızlık savaşı ve Cumhuriyet Devrimi vardır.
Milli Mücadele, Mustafa Kemal’in önderliğinde üç ayrı cephede verilmiş, zorluklar ve ihanetlerle dolu bir savaştır.
Birinci cephe, vatan topraklarını işgal etmiş olan emperyalist-işgalci askeri güçlere karşı yapılan savaştır.
İkinci cephe işgalcilerle işbirliği yapan padişah ve onun hükümetlerine karşı verilen mücadeledir.
Üçüncü cephe iç savaştır. Padişah Vahdettin ve onun hükümetleri “Kuvayı İnzibatiye” adı verilen paralı askerlerle iç savaş çıkarıyordu. Kutsal din duygularını sömürerek büyüyen gerici isyanlar Ankara’nın ilçelerine kadar ulaşmıştı. Öte yandan Meclis’in çoğunluğu yapılan milli savaşı padişah ve halifenin kurtarılması mücadelesi olarak değerlendiriyordu.
***
Milli Mücadele başlarken Atatürk’ün kafasındaki stratejik plan, önce yabancı işgal ordularıyla savaşmak, sonra da Osmanlı’nın küllerinden çağdaş bir Türk devleti yaratmaktı. Atatürk Nutuk’ta o günkü koşulları anlatır ve şu yargıya varır:
“Bu durum karşısında bir tek karar vardı. O da milli egemenliğe dayanan, kayıtsız şartsız, bağımsız bir Türk devleti kurmak.”
***
Atatürk, daha Harp Okulu öğrencisiyken cumhuriyetçiydi. Harp Akademisi’ni bitiren genç bir yüzbaşı ve henüz 24 yaşında, “Önemli olan yıkılmakta olan Osmanlı İmparatorluğu’nun küllerinden yeni bir devlet yaratmaktır” diyordu.
Atatürk’ün hedefi sadece vatanın yabancı işgal güçlerinden kurtarılması değildi; temel amacı Türk toplumunu çağdaş uygarlık düzeyine taşımaktı.
Yüzyıllarca şeriat ilkeleri ve din devleti kuralları içinde yaşamış ve yönetilmiş bir toplumda 100 yıl önce Cumhuriyetin ilanı başlı başına bir devrimdir.
Yorumlar (0)
Tüm Yazıları